Sizi tanıyabilir miyiz?
İstanbul doğumluyum, İstanbul Erkek Lisesi ardından da Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. Mezun olduktan sonra 2 sene Almanya da WDR ‘de çalıştım, ardından A.B.D. Arizona’da Amercian Graduate School of International Management üniversitesinden “Uluslararası Şirketlerin Finansı ve Para Yönetimi” üzerine MBA derecesi aldım. Ardından Türkiye’ye dönerek XEROX Türkiye’de Bütçe Planlama ve Finans Kontrolör Müdürü olarak işe başladım. XEROX’daki, birçok projede leasing firmaları ile iş birliğimiz üzerine bu sektöre ilgi duydum ve o sırada kurulması planlanan Siemens Leasing’in ilk çalışanı olarak işe başladım. Altı ay Almanya’daki ana firmada çalıştım. Siemens Leasing’de finansal bir ürün satmak bana ilk satış tecrübemi kazandırdı. Siemens Leasing’de çalışırken o dönemler büyük ivme kazanan perakende sektörüne giriş yapan Real,- Hipermarketlerden gelen teklifi değerlendirerek bu firmada ürün gruplarının satış, kârlılık performansını ölçen, aynı zamanda pazarlama aktivitelerinin katma değerini ölçen ve bu aktivitelerin sonuçlarına göre gerekli revizelerine katkıda bulunan Satış ve Pazarlama Kontrolörü Finans Müdür Yardımcısı olarak çalışmaya başladım. Bu görevden iki sene sonra Pazarlama Müdürü görevini üstlendim. Bu görev bana, Pazarlama konusunda, satışı yönlendirme, sunum ve aktivitelerin kitlelere duyurulması hakkında büyük tecrübe kattı. Real’den sonra Nestlé firmasının resmi distribütörü olan kahve makinalarının satışı, kiralanması ve hizmetini veren Bravo Otomatın Genel Müdürlüğünü üstlendim. Bu şirkette, henüz çok bilinmeyen bir hizmetin ofis, fabrika sahibi firmalara otomat hizmet satışı ve bu firmalara günlük, haftalık hizmetinin organizasyonu konusunda büyük bir tecrübe kazandım. Bu tecrübenin ardından, o zamanlar Türkiye’de henüz başlayan Evrak Arşiv Yönetimi hizmeti veren bir şirket kurdum. Bu sefer önümdeki en büyük zorluk o zamanlar pek kimsenin duymadığı bir hizmetin satışını, arkasında bilinen bir marka olmadan gerçekleştirmekti. Hizmetin konusu firmaların kıymetli evraklarını saklamak üzerine olduğu için de müşterilerde güven oluşturmak ve faydaları konusunda ikna etmek farklı bir deneyim kazandırdı. Bu sıralarda uzun süredir istek duyduğum eğitim sektörüne giriş yapabilmek için önüme bir fırsat çıktı ve Ekser Danışmanlık bir firmasında bağımsız çalışan olarak eğitimler vermeye başladım. 2007 senesinde eğitimler ağırlıklı olarak hafta sonları gerçekleşiyordu, bu sayede iki işi bir arada yapabilme fırsatı buldum. 2013 senesinde şirketimi sattıktan sonra bu zamana kadar tamamen eğitimlere yöneldim. Finans eğitimi almış olmam sayesinde, şirketlerin finansal açısında yönetimleri, finansal okur yazarlık konusunda eğitimlerin yanı sıra, her seviye ve her türlü kanal üzerinde satış eğitimleri, satış koçluğu eğitimleri ve liderlik eğitimleri ve danışmanlığını yapmaktayım. Son üç senedir de çok tecrübeli ve seçkin bir danışman kadrosuna sahip UTADEMY ailesinin bir üyesi olarak, şirketlere bu hizmetlerimi sunmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
Neden Eğitim?
Eğitim, bir kişinin eğitim/öğrenim hayatından sonra ilk olarak hedefleyeceği bir konu değil. En az bir konuda tecrübe, yetkinlik ve beceri kazanmış olmanız gerekiyor. Ben farklı sektörlerde ve büyük markaların çatısı altında birçok farklı konuda tecrübe edinme ve “eğitim alma” şansına sahip oldum. Bu bilgilerin aktarılması fikri bende çok önceleri doğmuştu. Doğru zamanda çıkan bir fırsat benim eğitime yönelmemi sağladı. Eğitim aslında bir satış faaliyetine çok benziyor, katılımcılarda güven yaratmak, onları doğru yaklaşımlara ikna etmek, onların anlık geribildirimlerinden eğitim içeriğinin onların şirketi için en uygun pratik uygulamasını, eğitim anında ortaya çıkarmak. Bu saydıklarımda benim açımdan bu işin en zevkli yanları. Bir de farklı kişilerle, farklı sektörlerle, farklı firmalarla tanışmak beni çok motive eden bir konu. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, eğitimlerden çok şey öğrendim.
Bu alanda neler yaptınız, neler yapıyorsunuz?
Eğitim alanında benim en büyük yatırımım çalıştığım firmalar ve kendi firmam oldu. Bir şansım da Dünya’nın önde gelen bazı eğitim firmaları ile iş birliği yaparak onların eğitimlerini Türkiye’de vermek oldu. Bu firmalar bana sadece eğitim içeriği olarak değil eğitimcinin etkililiği konusunda da büyük katkılarda bulundular. Bir de çok okumak önemli, ben buna dikkat ediyorum, hitabet, kelime seçimi, doğru ifade bir eğitimci için çok önemli, bu konuda kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Türkiye’de Eğitimci olmak nasıl bir şey?
Bu mesleğin evrensel zorlukları yanı sıra Türkiye’de ekonomik/siyasal krizler sektörü çok etkiliyor. Bu süreçlerde eğitimlerin çok azalması Türkiye’ye özgü en büyük zorluk. Onun haricinde aslında benim tanıdığım diğer kültürlere göre Türkiye’de eğitimci daha fazla saygı görüyor. Ama bu saygıyı yitirme riski Türkiye’de biraz daha yüksek. Tabi bu söylediklerim de zaman içinde değişmeye başladı. 2007’de eğitim verdiğim kişiler ile şu anda eğitim verdiğim kişiler arasında kültürel ve hayata bakış açısından büyük farklılıklar var, bunlara da uyum gösterebilmek bizim bir görevimiz.
Eğitimci olmak isteyenlere tavsiyeleriniz?
Öncelikle eğitim veren kişinin bu işi çok sevmesi gerekiyor, her iş öyle diyebilirsiniz ama, eğitimde bence amatör ruh ile bağlılık olmazsa olmaz. Gerçekten karşı tarafa bir şey katmak ana hedefiniz olmalı. Bir de bence bilmediğiniz bir şey varsa bunu söyleyecek samimiyette olmanız çok önemli, ama bunun yanı sıra da emin olduğunuz konularda karşı tarafı ikna edebilecek, bilgi, birikim ve tecrübeye sahip olmalısınız. Ben özellikle yabancı kökenli eğitimlerde bu “işler” bizde böyle olmaz sözüyle çok karşılaştım ve karşılaşmaya devam ediyorum, işte tam da katma değerimiz burada ortaya çıkıyor bu bizde olmaz şeklinde bir bakış açısıyla maalesef ileri düzeye geçmeyi reddetmiş oluyoruz, o nedenle bu tip zorluklara direnebilen, yılmayan ve karşı tarafı ikna edecek bilgiye sahip bir yapıda olmalıyız. Son tavsiyem okuyun, okuyun, okuyun.
Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Gelişmeye, öğrenmeye devam etmek ve aynı hedefe sahip olan kurum ve kişilere sahip olduğum bilgileri aktarmak. İnanın, sizi bir eğitimden tanıyan bir kişinin sizi bir yerde gördüğünde hatırlamasının ve aldığı bilgilerin ona yardımcı olduğunu söylemesinin paha biçilmez bir değeri var. Bu kişileri, kurumları artırmak en büyük hedefim.
1968 İstanbul doğumlu olan Melih, 1986 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi, İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü’nü bitirdi.
1993 yılında ABD UCLA Üniversitesi’nde 8 aylık bir eğitimle Uluslararası İşletme konusunda sertifika aldı. 1993–1995 yılları arasında Arizona ABD’de, American Graduate School of International Management (Thunderbird) üniversitesinde Uluslararası Yatırım Finansmanı ve Çok Uluslu Şirketlerin Finansal Yönetimi konusunda MBA derecesini aldı.