Multitasking

Alp Met     |  

Multitasking

Geçenlerde bir arkadaşımla telefonda konuşuyordum. Ses tonundan belli ki başka bir şey ile meşgul. Klavye tuşlarının sesleri kulağımda. Sordum: “Beni dinle, başka bir işle uğraşma.” Cevap hazırdı: “Ben multitasking’im. İkisini birden yapabiliyorum.”

Ben de “Sen özel bir azınlıktasın, dünya nüfusunun sadece yüzde 1’lik kesimi multitaskingmiş,” dedim, alaycı bir tonla.

Günümüzde multitasking denilen şey, aslında görevler arasında hızlıca gidip gelmektir. Beyin iki bilinçli işi aynı anda yapamaz. Sadece hızla geçiş yapar ve her geçişte odak dağılır, anlam kaybolur, ilişki zarar görür.

Toplantılarda “bir yandan e-maillere bakıyorum ama sizi dinliyorum” diyerek… Telefon görüşmelerinde “kulaklığımda seni dinliyorum, ama bir yandan sunumu bitiriyorum” diyerek… Yüz yüze iletişimde “bir gözüm sende, bir gözüm telefonda” diyerek…

Modern multitasking, bir beceri değil; bir dikkat dağınıklığıdır.

Stanford Üniversitesi’nden Prof. Clifford Nass’ın yaptığı bir araştırma var:

“Multitasking’de iyi olduklarını düşünenler, aslında en kötü performansı gösteriyor.”

Nass, bu kişilerin dikkat filtreleme becerilerinin zayıf olduğunu ve hataya açık olduklarını ortaya koydu. Yani multitasking belki de zihin bulanıklığın bir göstergesidir.

Bilişsel psikologlar, “gerçek eşzamanlılık” diye bir şeyin ancak biri otomatik, diğeri bilinçli olduğunda mümkün olabileceğini söylüyor. Örneğin yürürken düşünmek, müzik dinlerken bulaşık yıkamak gibi. Ama iki bilinçli görevi aynı anda yapmak örneğin birini dinlerken başka birine mesaj yazmak pek mümkün değil.

Peki neden hâlâ bu kadar çok kişi kendini “müthiş multitasker” sanıyor?

Çünkü hızla kaliteyi karıştırıyoruz, tıpkı günümüzde niceliğin niteliğe baskın olması gibi. Oysa hız yüzeysellikle yakın akrabadır.

Ayrıca Gerçek multitasking yeteneği ile zekâ (özellikle IQ) arasında güçlü bir korelasyon yok.

Beyninizin bilgi geçişlerinde hızlı olması, onun derin düşünebildiği anlamına gelmez. Üstelik bazı araştırmalar, yüksek IQ’lu bireylerin multitasking’de daha zayıf olabildiğini gösteriyor. Çünkü bu insanlar tek işe tam odaklanma eğilimindeler. Zihinsel derinlik peşindeler, hız değil.

Multitasking kapasitesiyle en çok bağlantılı olan özellikler şunlardır:

  • Çalışma belleği (working memory): Aynı anda birkaç bilgiyi tutma ve işleme becerisi.
  • Bilişsel esneklik (cognitive flexibility): Zihnin bir görevden diğerine kolayca geçebilmesi.
  • Seçici dikkat ve inhibisyon: Gereksiz olanı filtreleme, dikkat dağıtıcıyı bastırabilme yeteneği.

Bu becerileri yüksek olan bireyler multitasking’de daha başarılı olabilir. Ama bu, hayran olunası bir üstünlük değil, belirli bir bilişsel profil farklılığıdır. Aynı kişi uzun vadeli problem çözümünde veya yaratıcı düşünmede daha zayıf olabilir. Kısacası, bu da bir tür “kas grubu” gibidir: Biri sprint atar, biri maraton koşar.

Bunu mükemmel anlatan bir roman karakteri var:

Don DeLillo’nun White Noise romanındaki karakterlerden biri, sürekli olarak televizyon sesleri, reklamlar, sesli kitaplar ve insan konuşmalarıyla çevrilidir. Her şeyi bir arada dinler, her bilgiye açık olduğunu sanır. Ama bir noktadan sonra hiçbir şeyi tam anlamadığını, yalnızca seslerin oluşturduğu bir kakofoni içinde yaşadığını fark eder.

İşte modern multitasking’in özeti de budur: Her şey kulağımızda ama hiçbir şey zihnimizde ve kalbimizde değildir.

Stanley Kubrick’in The Shining filmindeki Jack Torrance karakteri örneğin… Aynı anda hem yazıyor hem ailesiyle ilgileniyor gibi görünür. Ama sonra görürüz ki, yazdığı her sayfa aynı cümleden oluşur: “All work and no play makes Jack a dull boy.”

Yani o meşguliyetin ardında bir dağılmışlık, bir çöküş vardır. Aynı anda her şeyle ilgilenmeye çalışan zihin, sonunda hiçbir şeyi tam yapamaz. Ne baba olur ne yazar ne de insan kalır.

Siz de yaşam koşuşturması içinde tick box’ların hepsini işaretelemeyi mi, bir tanesinin içinde uzunca kalmayı mı istersiniz?

Alp Met
Danışman & Koç

Alp Met, 30 yılın üzerindeki profesyonel kariyer yaşamında; Koç Topluluğu ve Turkcell Grubu’nda başta satış olmak üzere, pazarlama, kurumsal iletişim ve müşteri hizmetleri alanlarında orta ve üst düzey yöneticilikler yapmıştır.

Met, Profesyonel kariyerinin yanısıra;2016 yılından bu yana kendisinin geliştirmiş olduğu TED konuşmaları, nöro marketing ve hikâye anlatımı prensipleri üzerine yapılandırılmış “Hikâye Anlatıcılığı ile İkna Edici Sunum Atölyesi” eğitim programını gerçekleştirmektedir.

(Devamı için Tıklayınız)

Yorumlar kapalı.