Kendimle bağ kurmak
Bu aralar gündemimde kendimle bağ kurmak var. Bugüne kadar yeterince kendimi dinlemediğimi, kendimde köklenemediğimi fark ettim.
Çocukken anneyle yeterli derecede kurulamayan bağlar sonucunda dünyadan soğuma, parayla ilişki kuramama, doğru bağlanamama gibi sonuçlar ortaya çıkar. Çünkü anne maddedir, dünyadır.
Çok istediğin şeyleri bile arka planda gerçekten istemediğini fark edersin. Kalıcı depresyon, üstünü büyük hayallerle örter.
İnsanın ilk evi kendi bedenidir. Onun ihtiyaçlarını görmek ve karşılamak, yetişkin insanın sorumluluğundadır. İnsan kendi evine (bedenine) köklendiği ölçüde büyür, yeşerir ve otantik kişiliğini sergiler. Kendimle kurduğum bağ kadar dışarıyla da bağ kurabilirim. Kuramazsam, dışarıya uyma çabası başlar. Rüzgârda sürüklenen, toprağa asla düşemeyen tohumun hikayesi gibi, yeşeremem.
Eve bir kere yerleştin mi tadından yenmez. Hayatın tadı çıkarılır, dünyanın sefası sürülür. Dünya da senin evini böyle sarmaşıklarla sarar durur, şefkatle, sımsıkı.
Eve dönüş, bildiğin gibi değildir 🙂
1984 doğumlu olan Acar, Galatasaray Lisesi’nin ardından ODTÜ İnşaat Mühendisliği’ni ve University of Reading’de Proje Yönetimi yüksek lisansını tamamlamıştır.
Enerji verimliliği, sürdürülebilir şehirler, ekolojik yapılar ve sürdürülebilir yaşam konularında çeşitli projelerde ve ortaklıklarda bulunmuş, Londra bazlı kuruluşlarda İklim Değişikliği konusunda iş geliştirici olarak çalışmıştır. Acar, çeşitli firmalarda sürdürülebilir bina danışmanlığı yapmış, tarım ve bütüncül sağlık üzerine girişimlerde bulunmuştur. (Devamı için Tıklayınız)