Hayatımızdaki 4 Mevsim: Değişimin Döngüsünde Hangi Mevsimdeyiz?
Hayatımız da tıpkı doğa gibi sürekli bir değişim içinde. Bazen sonbaharın hüznü ve kışın sessizliği, bazen de ilkbaharın yeşeren umut tomurcukları ve tabi ki yazın enerjisi. Hepimiz yaşam yolculuğunda bu 4 mevsimi kendi duygularımızda yaşamışızdır, yaşamaya da devam ediyoruz.
Kimi zaman kariyerimizde kışı hissederken dostluklarımızda yazın sıcaklığını yaşarız ya da işimizde baharın tazeliği içindeyken özel hayatımızda sonbaharın hüznüyle yüzleşiriz.
Hayatımızda da mevsimler sabit değildir, sürekli değişir. Aynı anda farklı konularda farklı mevsimlerde olabiliriz. Ancak zihnimiz, olumsuza daha duyarlı olduğu için genellikle kışı ve sonbaharı daha yoğun hisseder. Oysaki, hayatımızın içinde her zaman bir yerlerde bahar filizleniyor ve yaz tüm sıcaklığıyla parlıyor olabilir. Önemli olan, hangi mevsimde olduğumuzu fark etmek ve her birinin bize kattıklarını anlamaktır.
Peki, siz hayatınızdaki mevsimlerin farkında mısınız?
Sonbahar: Yapraklar Dökülüyor – Bırakma Zamanı
Sonbahar, döngünün başladığı mevsim. Ağaçlar, dökülen yapraklarıyla bize bir şeylerin sona erdiğini hatırlatır. Sararan yapraklar, yere düşerken bize veda eder gibidir. Sonbahar ve bırakma süreci, Japon kültüründeki son derece derin anlamı olan “mono no aware” (geçiciliğin hüznü) kavramına da göz kırpar. İlk işaretleri almaya burada başlarız. Farkındalığın arttığı, artık bize hizmet etmeyen düşünce kalıplarını, alışkanlıkları veya ilişkileri sorguladığımız bir evredir. Belki işten ayrılmak, bir dostluktan uzaklaşmak ya da eski bir bakış açısını terk etmek için ilk sinyalleri alırız. Sonbahar, bırakmanın ve hafiflemenin mevsimidir.
Eskiyi bırakmakta bazen zorlanırız, direniriz, bize acı vermesine rağmen vazgeçemeyiz. Ancak bırakmak bir kayıp değil, bir dönüşümdür. Ağaç yapraklarını bırakır, çünkü bilir ki bahar geldiğinde yeniden yeşerecektir. Biz de hayatta bazı şeyleri bırakırken, gelecekte onların yerine neyin doğacağını bilmiyor olabiliriz. Ama tıpkı doğa gibi, biz de dönüşmeye devam ederiz.
Soru: Şu an hayatında sonbaharı yaşadığın bir durum varsa, bırakman gereken şey ne olabilir?
Kış: İçe Çekilme ve Hazırlık
Kışın doğada pek çok unsur çekilme hali yaşar. Her şey donmuş gibi görünürken yerin altında büyük bir hazırlık başlamıştır. Buzun altındaki tohumlar, baharı bekler. Burada esasında sonraki döneme hazırlık vardır. Ağaçlar görünürde çıplak olsa da kökleri derinleşir, hayvanlar kış uykusuna yatar, enerji toplar.
İnsan hayatında da kış dönemi, içe dönme, kendini tanıma, sakinleşme ve geleceğe hazırlanma evresidir. Büyük değişimlerden önce gelen bu içsel yolculuk, farkındalığımızı artırır ve bize yeni başlangıçlar için güç toplama fırsatı sunar. Şamanizm’de kış, ruhun derin yolculuğuna çıktığı ve bilgelik kazandığı bir dönemdir.
Kışı belki de ikiye ayırmak gerekir; önce kendimize dürüst ve güçlü sorular sorduğumuz ve sonrasında da yanıtları almaya başladığımız dönem. Bu dönemlerde karamsarlığa kapılmak kolaydır. Ama unutmayın, hiçbir kış sonsuza kadar sürmez. Tıpkı doğada olduğu gibi, hayatımızdaki kışın da bir baharı olacaktır.
Soru: Şu an hayatının hangi alanında bir kış yaşıyorsun? içine dönüp keşfetmen gereken neler var?
Bahar: Yeniden Doğuş, Uyanış
Bahar: İlk cemre düştüğünde, doğa kış uykusundan uyanıyor. Çiçekler, güneşe dönerek yeniden hayata ‘evet’ diyor.
Kışın ardından gelen bahar, doğanın canlanmasıdır. Hava ısınmaya başlar, toprak mis gibi kokar, ağaçlar yeniden çiçek açar. Umudun ve başlangıçların mevsimi gelmiştir.
İnsan hayatında da bahar, yeni başlangıçların mevsimidir. Uzun süren içsel sorgulamalar yerini harekete ve değişime bırakır. Artık eylem ve aksiyon zamanıdır. Seçeneklere bakarız, bazen düşüp kalksak da yılmayız, bahar bizi motive eder.
Burada altını çizmek istediğim önemli bir nokta var: Baharın geldiğini fark etmek gerekir. Kış o kadar uzun sürmüş olabilir ki, bahar gelmiş olsa bile insan kendini hala eski soğuğun içinde hissetmeye devam edebilir. Papatyalar, sadece doğada değil, zihinlerimizde de açmalıdır. Yeni bir iş, belki yeni bir aşk veya yeni bir hedef… Hayatın içinde bir dönem kapanırken, baharla birlikte yenisi doğar.
Soru: Hayatında ilkbaharı yaşıyor ama fark etmiyor olabilir misin? Şu an filizlenmekte olan ne var? Baharla birlikte hayatına getirmek istediğin yenilikler neler?
Yaz: Coşku ve Kutlama
Ve geldik doğanın en bereketli olduğu mevsime. Meyveler olgunlaşıyor, güneş içimizi ısıtırken, deniz dalgaları kıyıya coşkuyla vuruyor. Hayatın enerjisi damarlarımızda hissediliyor.
Hayatımızda da yaz dönemleri, başarıları, neşeyi, aşkı ve doyumu simgeler. Kimi zaman bir aşkın en güzel anlarını yaşarız, kimi zaman kariyerimizde başarılarla dolu bir döneme gireriz.
İnsan bazen yazın içindeyken bunun farkına varmaz. Zihnimiz, olumsuzu daha fazla algıladığı için genellikle zorlukları hatırlar, güzel anları ise kanıksar ve sıradan görür. Belki de şu an hayatında bir yaz mevsimi yaşıyorsun ama kışın kaygılarıyla meşgul olduğun için bunun tadını çıkarmıyorsun, hakkını vermiyorsun. Yaz, kendimizi takdirin mevsimidir.
Tabi ki yazın rehavetine kapılıp sonsuza dek süreceğini düşünmek de yanıltıcıdır. Çünkü doğa gibi biz de sürekli değişiriz ve yazın ardından yeni bir döngü başlar.
Soru: Hayatının hangi alanında şu an bir yaz mevsimi yaşadığını fark ediyorsun? Yazın keyfini yeterince çıkarabiliyor musun, yoksa hep bir sonraki mevsimi mi bekliyorsun?
Son Söz: Mevsimlere Direnme, Onları Yaşa
Hayatın dört mevsimi sürekli iç içedir. Bir alanda bahar yaşarken, başka bir alanda kışı hissedebiliriz. Ancak önemli olan şunu unutmamak:
- Her sonbahar bir farkındalık getirir.
- Her kış, güçlenmek için bir fırsattır.
- Her bahar, umut vadeder.
- Ve her yaz, keyfini çıkarmak içindir.
Öneri: Bir kâğıda hayatınızdaki önemli alanları yazın (ilişkiler, kariyer, sağlık, kişisel gelişim, gelir, fiziksel ortam, hobiler, arkadaşlar, aile, eğlence, sosyal hayat, kendine ayrılan zaman vb.) ve her birinin hangi mevsimde olduğunu belirleyin. Belki de farkında olmadığınız bir bahar çoktan gelmiştir.
1971 Gaziantep doğumlu Dilek Kanlı, İstanbul Üniversitesi işletme Fakültesi mezuniyetinden sonra Bankacılık hayatına Gaziantep’te başlamıştır. Demirbank Gaziantep Şubesinde çalışırken “Değişim Projesi” adı altında yürütülen, aslında günümüzün “agile” olarak tanımlanan yönetim modeline en hızlı uyum sağlayan ekip liderliği başarısı ile birlikte Genel Müdürlük Kurumsal Bankacılık bölümüne geçmiştir. Bankacılık hayatı boyunca birçok strateji ve organizasyonel değişimde yer alarak Demirbank-HSBC, Oyakbank-ING ve en sonunda da TEB-Fortis birleşmelerinde aktif rol oynamıştır.