Hayaller ve Hedefler

Korhan Alev     |  

Hayaller ve Hedefler

Zaman göreceli bir kavramdır. Bazen çok hızlı aktığından şikâyet eder bazen de “Bitse de gitsek” düşüncesine kapılırız. Bu iki farklı algının ortaya çıkmasının başlıca nedenini ünlü psikolog Freud, hayatın 2 temel motivasyonu olarak tanımladığı “Acı ve Haz” a bağlamaktadır. Bir başka deyişle, zaman keyifli geçirildiği vakitlerde hızlı, sıkıcı olduğunda da yavaş aktığı algımızdan kaynaklanmaktadır.

Hatırlarsınız, çocukluk yıllarımızda, okul sıralarında vakit bir türlü geçmek bilmez, oynamaya koşmak için o zil sesini nasıl da bekler, hatta belki de çoğunlukla anlatılan dersten bir şey anlamazdık. Ama, o “kısa” teneffüs dakikaları hızlıca akar, oyunun tadına doyamadan bizi tekrar o bitmek bilmeyen dakikalara davet eden ders zilini “oflayıp, puflayarak” karşılardık.

Zaman göreceli bir kavramdır demiştik ya; bir de çocukluk yıllarımızın sona erip, birer yetişkin olduktan sonraki halimize bakalım mı? Zaman, hangi dönemimizde daha hızlı akıyormuş bir görelim. Hangimiz, yirmili yaşlara eriştikten sonra birden 30, otuzlu yaşlara eriştikten sonra 40 yaşına geldiğini fark etti?  Hangimiz kendine, “ben ne zaman 30”, “ben ne zaman 40” oldum anlamadım?” sorusunu sorarken bulmadı?

Burada bir tezat varmış gibi görünebilir ancak bunun açıklaması çok basit. Yetişme çağında zihinlerin henüz taze olması, karşılaşmakta olduğu hemen her şeyin yeni ve ilginç olması, bunları tanımak, öğrenmek ve deneyimlemek isteği insanın çoğu zamanını alıyor ve içgüdüsel olan öğrenme merakı sayesinde insan zamanı dolu dolu yaşıyor. Ve çoğumuz için sanki o zaman diliminde donup kalıyor. Buna karşılık hayat bir işe girip, sorumluluk sahibi olduktan sonra rutine dönüşmeye başlıyor ve maalesef girdap gibi bizi içine çekerek o çocukluk meraklarımızın, heyecanlarımızın asıl önemlisi hayallerimizin sahip olduğumuz meslekten ve konumdan bağımsız olarak “sabah kalk, işe git ya da evdeki işlere başla, çalış, işleri bitir, eve dön, yemek hazırla, çamaşır, bulaşık, çocuk vb.” gibi sıradan bir hal alması ile birlikte zamanın sanki elimizden hızlıca kayıp gidiyormuş hissine neden oluyor.

Bunun tek bir ilacı var o da tıpkı çocukluğumuzdaki gibi hayal etmek, bunun da ötesinde hayallerimize kavuşabilmek için kendimize hedefler koyabilmek. Ancak o zaman hayatımızı rutininden kurtarabiliyor ve tekrar zamanı o ‘’dolu dolu’’ yaşama hissine kavuşabiliyoruz.

 “Hedefler, aslında elde edilene kadar sürekli peşinden gittiğimiz en değerli hayallerimizdir.“

Elde edene kadar peşinden gitmek hedefe ulaşmanın bir süreç olduğunu gösterirken, bahsettiğim “süreklilik”; azimli ve kararlı olmayı, “değerli” vurgusu ise, yol boyunca bize gerekli olan motivasyonu sağlayarak yolun sonunda büyük bir ödül olduğunu işaret ediyor.

Hedef koymanın da kendine özgü birtakım kuralları var tabi ki ve biz bunlara 9 altın kural adını verebiliriz;

  1. Hedefler bize ait olmalı ve olumlu cümlelerle kurulmalı

Hedefler bize ait değilse, yolun sonunda aslında istemediğimiz bir şeye sahip olduğumuzu ve o kadar çaba, emek ve hatta zamanımızın da boşa gittiği hissine kapılabiliyoruz. Bu nedenle hedef belirlerken, öncelikli olarak hedefin bize ait olduğundan emin olmamız gerekiyor. Öte yandan hedefin arzu edilen ve pozitif olması motivasyonu artırıyor. İstenmeyen, olumsuz olmaması gerekiyor.  Mesela sigarayı bırakmak değil, sağlıklı yaşamak veya sağlıklı kalmak hedefimiz olmalı.

  1. Hedefler anlamlı olmalı

Hedeflerimiz ne kadar anlamlıysa bize sabahları, canımız istemese bile yataktan çıkma isteği ve enerjisini verirler. Hedeflerimizi belirlerken kendimize “Benim için gerçekten önemli olan şeyler neler? Ve bunların olması için nelerden vazgeçebilirim?” diye sormamız gerekiyor. Bu düşünce hedeflerimizi daha açık ve net görmemize yardımcı oluyor.

  1. Hedefler kesin ve ölçülebilir olmalı

Bazı hedefler çok sarih iken, bazıları daha soyut. Bu tip durumlarda, hedefin açık ve kesin bir hale getirilmesi gerekiyor. İnsanların istedikleri şeye ulaşamamalarının en büyük nedenlerinden birisi, istediklerini tam olarak tanımlayamamalarıdır. Örneğin, hedefimiz “zengin olmak” ise, bu çok göreceli bir tanımlama oluyor. Bizim için zengin olmak 5 yaşında sadece bir kutu şekerimizin olmasıyken, şu an bu tanım farklı, gelecekte de çok farklı olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu nedenle hedefimizi daha net ve kesin hale getirmemiz ve “şu dönemde, şuna sahip olacağım” dememiz gerekiyor. 

  1. Hedefler inanç ve değerlerimizle uyumlu olmalı

Hedef belirlemeden önce, temel değerlerimiz neler onları bilmemiz gerekiyor. Temel değerlerimiz, yıllar boyunca kişiliğimizin oluşumunda katkısı olan bizi biz yapan inançlarımız ve değerlerimizdir. Temel inanç ve değerlerimize aykırı konulan hedefler, kişinin iç çatışmasına neden oluyor. Örneğin “dürüstlük” temel değerlerimiz arasındaysa, ne kadar maddi zorluk yaşarsak yaşayalım, dürüst olmadan elde edilecek bir para bizi mutlu etmeyecek ve hedefimiz anlamını yitirecektir.

  1. Hedefler esnek olmalı

Kendimize karşı fazlasıyla katı kurallar koymamız sonuca ulaşmadan pes etmemize neden olabiliyor. Esnek bir yol, ufak tefek tökezlemeleri tolere etmemizi sağlıyor. Esnek olmanın diğer avantajı da karşımıza çıkan fırsatları değerlendirme imkânı. Karşımıza çıkan her fikri uygulamak zorunda değiliz. Ama kendimize hedeflerimizde değişiklik yapabilme iznini de vermeliyiz.

  1. Hedefler heyecan verici ve zorlayıcı olmalı

Bizim için zorlayıcı olan hedefler bize heyecan ve motivasyon verecektir. Her daim yapabildiğimiz, kolay elde edebileceklerimiz yerine sınırlarımızı zorlayacak olan hedefler hayatımızı renklendirecek, dolu dolu yaşadığımızı hissettirecektir.

  1. Hedefler gerçekçi olmalı

Hedeflerimizi belirlerken gerçeklerden uzaklaşmayalım ki bu yolda ilerlerken hayal kırıklığına uğramayalım. Müzik aleti çalma konusunda çok da yetenekli değilsek, kendimizi binlerce kişiye konser veren bir sanatçı olarak hayal edebiliriz ama bunun pek gerçekçi olamayacağını bilerek farklı bir hedef koymamızın daha anlamlı olacağını bilmeliyiz. 

  1. Hedefler başkalarına katkıda bulunmalı ve çevremize zarar vermemeli

Hedeflerimizi belirlerken ailemize, içinde bulunduğumuz topluma ve dahi tabiata zarar vermeyecek şekilde hareket etmemiz bizi hedefe ulaşma yolunda hem motive edecek hem de çevresel engelleri bertaraf edecektir.

  1. Hedefleri kendinize saklamak mı saklamamak mı?

Hedef belirleme yöntemlerinin bu son maddesi sizin tercihinize bağlı. Kimi insan bu konuda biraz daha ketum davranırken kimisi daha açık davranabilir. Belki, hayallerimizi, hedeflerimizi, güvendiğimiz ve bizi zor günlerimizde, eleştirmek yerine, destekleyecek ve cesaretlendirecek dikkatle seçilmiş kişiler ile paylaşmak bizi hedefe ulaşma konusunda heyecanlandıracaktır. Ancak bu kişiler hayallerimizi sabote etmeyeceğinden emin olduğunuz kişiler olmalıdır.

Hayallerinize kavuşmanız, hedeflerinize erişmeniz, hayatı dolu dolu yaşamanız dileklerimle,

Sevgiyle kalın,

Korhan Alev
Kurucu Ortak - Eğitmen & Koç

1968 doğumlu olan Alev, İstanbul Erkek Lisesi’nin ardından, İÜ İşletme Fakültesi’nde lisansını, University of Denver, ABD’de MBA yüksek lisansını tamamlayarak profesyonel hayatına 1993 senesinde TEB’de MT olarak başlamıştır. 1996 ‘da şube yönetiminde yer almış, 2001 yılından itibaren ise kariyerini Oyak Bank’ta sürdürme kararı alarak Genel Müdürlük Kurumsal Bankacılık Bölümünde Yönetici olarak çalışmıştır. Yapmış olduğu başarılı çalışmalar neticesinde 2003 yılında Gaziantep Kurumsal, 2005 yılında ise Gebze Kurumsal Şubeleri Yöneticiliklerine atanmıştır.

(Devamı için Tıklayınız)

Yorumlar kapalı.