Cinsiyet Eşitliğinin Neresindeyiz

Dilek Kanlı     |  

Cinsiyet Eşitliğinin Neresindeyiz?

Bir 8 Mart Dünya Kadınlar ya da diğer adı ile Dünya Emekçi Kadınlar gününde daha çeşitli anmalar ve etkinliklerle günün anlam ve önemine dair görüşler paylaşılıyor, konunun ne kadar önemli olduğu dile getiriliyor.

Kendi adıma kadın haklarının iyileştirilmesi ve gündemde kalması açısından böyle bir günün kutlanmasını çok değerli buluyorum. Ancak kadınların sorunlarına sadece söylemde değil eylemde de daha somut adımlar atılmalı.

TÜİK’in mart ayında açıkladığı verilerine göre ülkemizin nüfusunun yüzde 49,9’unu kadınlar oluşturuyor. Yaş skalalarındaki “30-59 yaş”, yani iş hayatının en verimli yaşlarına baktığımızda da bu oranın benzer olduğunu görüyoruz.

Peki nüfustaki cinsiyet eşitliği diğer alanlarda da böyle mi, birlikte bakalım;

Eğitim süresi: Kadınlarda 8,5 yıl, Erkeklerde 10 yıl (Bu oran 2011 de kadınlar için 6.4 iken erkeklerde 8,3 yıl imiş. Yani kadınların eğitim süreleri daha hızlı artıyor, bu demektir ki bir süre sonra üniversite mezunu kadın sayısı çok daha fazla olacak)

Yüksek Öğrenim Oranı: Kadınlarda %21,6 Erkeklerde %25,5
İstihdam Oranı (15+): Kadınlarda %30,4 Erkeklerde %65 (çalışan kadın oranı erkeğin yarısından az)

Yukarıdaki istatistiklerden de görülebileceği gibi katma değer yaratacak istatistiklerde kadınla erkek arasındaki fark ciddi. Kazanç tarafına baktığımızda da bir eşitsizlik olduğu görülüyor. Lise mezuniyet skalasında erkekler kadınlardan %19,6 üniversite mezunlarında ise erkekler kadınlardan %17 daha fazla kazanç elde ediyor.

Ulu önder Atatürk’ün temellerini attığı Cumhuriyet ile birlikte, “kadınların eşit haklara sahip olması” gibi aydınlık bir düşünceyle kadınlara seçme ve seçilme hakkı dünyadaki birçok ülkeden önce verilmiş ancak bu haklar, çoğunlukla temenni düzeyinde kalmış ve sosyal alanda yeterli ilerleme sağlanamamıştır.

Kadın temsilinin her alanda artması, toplumsal kalkınmayı desteklemesinin yansıra ülkemizdeki pek çok temel sorunun giderilmesinin de anahtarıdır. Geçmişte biraz da erkeklerin oluşturduğu “kadın yönetici ile çalışılmaz” gibi ön yargıların da azalması ile kadınlar toplumda hak ettiği yerlere gelmeye başlamıştır. Kadınların erkeklerden ortalama 5,5 yıl daha fazla yaşadığı ve bu farkın giderek daha da açıldığı düşünülürse toplumu kadınlara daha fazla emanet etmenin gerekliliği daha net görülecektir 

Yönetim kurullarında ve üst yönetimde kadınların sayısı artmalı. Batıda bu konuyu şirketlere kota zorunluluğu getirerek çözmüşler ve önce şirketlerin sonra da ülkelerin gelişmişlik düzeylerindeki artış hızlanmış. Bizim ülkemizde de belli büyüklükteki şirketlerden başlayarak üst yönetimde kadın bulundurma zorunluluğu getirilmelidir. Bu tip zorunlulukların bazı negatif etkileri olsa da nette sağlayacağı katkı çok daha fazla olacaktır.

Maalesef kadınların ekonomik anlamdaki eşitsizliklerden daha kritik sorunlarının başında ise şiddet ve erken yaştaki evlilikler geliyor. Bu tip durumlara dikkat çeken ve toplum üzerinde çok etkili olan TV dizilerinin artmasını özellikle kocaların ve babaların bilinçlenmelerinin artması açısından önemli buluyorum. Fırsat eşitliği sağlandığında Eda Erdem gibi saygın rol modellerin artacağı da unutulmamalıdır.

2004 yılında Anayasa’nın 10. maddesine, “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” hükmü eklenmiştir. Tüm kalbimle kadın ve erkeğin el ele vererek çocuklarımıza sürdürülebilir bir gelecek bırakmasını diliyorum. Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!

Dilek Kanlı
Dilek Kanlı
Danışman, Eğitmen & Koç

1971 Gaziantep doğumlu Dilek Kanlı, İstanbul Üniversitesi işletme Fakültesi mezuniyetinden sonra Bankacılık hayatına Gaziantep’te başlamıştır. Demirbank Gaziantep Şubesinde çalışırken “Değişim Projesi” adı altında yürütülen, aslında günümüzün “agile” olarak tanımlanan yönetim modeline en hızlı uyum sağlayan ekip liderliği başarısı ile birlikte Genel Müdürlük Kurumsal Bankacılık bölümüne geçmiştir. Bankacılık hayatı boyunca birçok strateji ve organizasyonel değişimde yer alarak Demirbank-HSBC, Oyakbank-ING ve en sonunda da TEB-Fortis birleşmelerinde aktif rol oynamıştır. (Devamı için Tıklayınız)

Yorumlar kapalı.