Murat Semerci kimdir? Kendini nasıl tanımlar?
Amacı birlikte olduğu kişilere yarar sağlamak ve çevresine değer katmak olan bir kişiyim. Geçirdiğim 53 takvim yılında da bu amaç yolunda farkındalığımı arttırmak için çaba sarf ettim ve hala da çabalamaya devam ediyorum.
İlaç sektöründe SATIŞ alanında 27 yıl çalıştım. Tıbbi Satış Mümessilliğinden Ulusal Satış Müdürlüğüne kadar bir sıra unvana sahip oldum ve iş arkadaşlarımla birlikte, sektörde pek çok ilke ve başarıya imza attım. Görevim gereği Güzel Ülkemin neredeyse 2/3’ünde yaşadım ve bu kadim topraklarda “ahkam kesmemeyi” öğrendim, bilmiyorsam, kolaylıkla “bilmiyorum” diyebiliyorum. Bir de çalıştığım her yerde kapısını çaldığım zaman açılacak en az bir evim var, bu da yaşamdaki en büyük gururlarımdan birisi.
Kendinizi hangi alanda uzman görüyorsunuz?
Uzmanlık alanım, İş hayatımda AŞILAR idi, yani KORUYUCULUK.
Bu ne demek; Sorun olduktan sonra pek çok çözüm üretebilirsiniz, yani hastalık tedavi edilebilir fakat önemli olan sağlıklı hali devam ettirmek için ne yapmak gerek, onun farkına varmaktır ve hayatı bu şekilde kurgulamaktır.
Yine iş hayatımda performans göstergem çok fazla sayılar olmaya başlamıştı oysaki aldığım eğitimlerde hep YETKİNLİK konuşuluyordu. Bende içinde olduğum sisteme sayılardan çok yetkinliklerin önemli olduğunu savunmaya çalıştım, anlatamadım ve artık yel değirmenleriyle savaştan yoruldum. Yakın dostumun vasıtasıyla yetkinlik gelişimini anlatmak için eğitmen olmaya karar verdim yani şimdiki uzmanlığımda YETKİNLİKLER ve GELİŞİMİ konusunda eğitmenlik ve danışmanlık yapmak.
Profesyonel Koçluk yolunda da Erickson Ekolü ile ilerliyorum.
YETKİNLİKLER ve GELİŞİMİ alanında biraz daha detay verebilir misiniz?
Aslında çok kolay, YETKİNLİK denilen şey “yapabilme olgunluğu” dur. Bilmekle başlar, yapmakla devam eder ve doğru yaptıkça da “yapabilmeye” evrilir. Davranışa yansır. Fakat günümüz iş dünyasında özellikle de İK jargonunda bu temel geri planda kalıp konu hep kavramlar üzerine döndüğü için gelişimden ziyade çatışmaya dönmektedir. Çünkü subjektif bir konunun ölçmesi zordur ve örneklerle ispat gerekir. Örneklerde kişiden kişiye değiştiği için konu çatışmaya döner.
Yani “İletişim Yetkinliği“, iletişimin ne olduğunu bilinmeden, eğer eksiklik varsa eğitilmeden , bilgi farkındalığı sağlanmadan sadece davranışlar üzerinden sorgulanırsa her iki tarafta iletişimlerinin yönünü doğru bildikleri için -örneklerinde- kendilerini haklı göreceklerdir. Sonuçta da aynı dili konuşan aynı duyguyu yaşan insanların “iletişememesi” ortaya çıkacaktır. Bu yüzden önce çalışanlara (astlara ve üstlere) YETKİNLİĞİN ne olduğu en temel haliyle anlatılmalı, konunun anlamı hakkında mutabık kalındıktan sonra GELİŞİM planlaması (eğitim, okuma, gözlemleme, geri besleme, öğrendiğini öğretme vb.) yapılmalıdır. Bu sayede “Yetkinlikler” ve “Gelişim” hayata geçtikte Şirket Ekosisteminde de kültüre yansımaktadır.
YETKİNLİKLER ve GELİŞİMİ alanında farkındalık arttırılması kimlere ne yararlar sağlar?
Günümüz iş hayatında yöneticilere bu konuda büyük sorumluluk düşmekte. Özellikle “Orta Kademe Yöneticiler” şirketlerin kalbi gibi çünkü müşteriye dokunan çalışanların iyilik hali tamamen onların ellerinde. Aynı zamanda Üst Yönetime pazarlarındaki tüm gelişmeleri aktaracak ve strateji belirleyecek, şirket kararlarına yön çizecek kişiler de onlar.
Hatta bu konuda, McKinsey, 2023 yılı CEO’ların önceliği ne olmalı konusunda hazırladığı öneriler içinde ilk sıralarda; Orta kademe yöneticilerin önemini kavramak gelmekte. (Yazının detayını en altta sundum) Dolayısı ile Orta Kademe Yöneticiler ile YETKİNLİK ve GELİŞİMİ çalışması hem onların gelişimi hem de dokundukları kişilerin çok daha sağlıklı gelişim göstermesi için kilit konumda olmakta.
Sonuçta Yönetici olarak, teknik bilgisi çok iyi itfaiye erlerine sahip olabilirsiniz, her yangını söndürmek için. Fakat önemli olan yangın söndürmek kadar yangın çıkmayacak sistemler geliştirebilmektir kendi ekosistemlerinizde…
Farklı bir yaklaşımda pandemi sonrası Gallup araştırmasından gelmekte: Çalışan Memnuniyeti Anketinde, Yöneticilere; “Zamanınızın ne kadarını iş yaparak ne kadarını da insan geliştirerek geçiriyorsunuz?” diye sorulmuş.
Sizce ne cevap verilmiştir?
%90 iş, %10 çalışanlarının gelişimi… Bu da aslında şu anlama geliyor; Herkes bir alt kademenin işini yapıyor !!! Gerçekten kafa yorulacak ve önlem almak gereken çok önemli bir konu, değil mi?
Son olarak eklemek istediğiniz şeyler var mı?
Kendimi, uzmanlığımı ve amacımı anlatabilmek adına bana verdiğiniz bu fırsat için çok teşekkür ederim. Benim inancım “gelişemeyen hiçbir canlı yoktur” yeter ki hayat boyu farkındalık arttırmak için çaba sarf edebilsin, bilgiye ve bilime açık olabilsin.
Kişilerin gelişimlerine ve farkındalık yolculuklarına ufak da olsa katkıda bulunmak büyük haz ve ölümsüzlüğe atılan ilk adım. Teşekkür ederim.
1970 doğumlu olan Semerci, Ondokuzmayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunudur.
27 yıllık mesleki kariyerini İlaç Sektöründe SATIŞ ve TİCARET DEPARTMANLARINDA tamamlamıştır. Karadeniz Tıbbi Satış Mümessilliği, Güney Anadolu / Marmara / Avrupa Bölge Müdürlüğü, Merkez Satış Koordinasyon Yöneticiliği, Ulusal Satış Müdürlüğü, Aşı ve CHC Ticari Kanallar Yöneticiliği gibi değişik rolleri başarı ile gerçekleştirmiştir, geniş coğrafyalarda ekip, müşteri ve ürün yönetimi sağlamıştır. Uzmanlığı AŞILAR, BAĞIŞIKLAMA ve Enfeksiyon Hastalıkları üzerinedir.
(Devamı için Tıklayınız)